İçeriğe geç

Kanal İstanbul’a ne oldu ?

Kanal İstanbul’a Ne Oldu? Gelin Biraz Mizah Katıp Düşünelim

Kanal İstanbul! Ah, Kanal İstanbul… İlk duyduğumda aklıma gelen şey tam olarak şu oldu: “Vay be, bu proje bir film olursa başrolü Leonardo DiCaprio’ya verirler mi acaba?” Çünkü ne kadar büyük, ne kadar iddialı, ne kadar… her şey bir anda tık diye kaybolan bir projeye dönüşebileceği bir “tavşan deliği” gibi geldi bana. İzmir’de yaşıyorum, 25 yaşındayım, arkadaş ortamımda sürekli espri yapıyorum, ama aynı zamanda içten içe her şeyi fazla düşünmem de meşhurdur. Yani Kanal İstanbul’a ne oldu, sorusu çok komik ama bir o kadar da düşündürücü bir hal aldı.

Kanal İstanbul: Nerede? Ne Zaman? Niye?

Hadi, önce biraz geriye gidelim. Kanal İstanbul, İstanbul Boğazı’na alternatif bir su yolu açma fikriyle başladı. İki yakayı birbirine bağlayacak devasa bir kanal, dünya çapında bir mühendislik harikası. Tabii, “her şey mükemmel olacak” diyenler de vardı, “burası ters dönüp devasa bir su felaketi yaratabilir” diyenler de. Ve ben de tam o sırada şöyle düşündüm: “Ya bu kadar büyük işin sonunda, bana bir kanal inşa edeyim derken neden bir şeyler ters gitti acaba?”

Bir gün bir arkadaşım bana şöyle demişti: “Kanal İstanbul, Türkiye’nin en büyük projelerinden biri olacak, inan bana!” Ben de cevap verdim: “Kanal İstanbul’dur, sonuçta ama… Hadi bakalım, nereye gidecek?” Ne diyelim, zamanla göreceğiz!

“O Kanalı Bir Daha Göstermeyin!”

Hadi biraz espri yapalım. Ne de olsa Kanal İstanbul’a ne oldu sorusunu yanıtlamak, eğlenceli olabilir.

Geçenlerde bir arkadaşım dedi ki: “Kanal İstanbul mu? O hala mı var? Duymadım ben onu, galiba 10 yıl sonra tarihi belgesellerde ‘Yok oldu’ başlığı altında yer alır.” Gerçekten de birden kaybolan şeyler gibi; önce heyecanla anlatılan projeler, sonra bir kenarda tozlanmaya başlıyor. Hani, bazen biz de “Vay be, her şey o kadar hızlı gelişiyor ki, ama Kanal İstanbul neden yavaş?” diye birbirimize esprili bir şekilde sorarız.

Bir başka arkadaşım da, Kanal İstanbul’un açıldığı günden beri her sabah kahvaltı masasında şunu söylüyor: “Kanal İstanbul ne zaman açılır, dondurma da gelir mi acaba?” Çünkü, ona göre, her büyük projenin sonunda bir “dondurma” ya da “bir renkli gösteri” olmalı. “Yani proje tamamlanınca, bir yelkenliyle kanaldan geçip selfie mi çekmemiz gerekecek?” diye soruyorum bazen, ama o da bana sadece gülüp geçiyor.

Kanal İstanbul’a Ne Oldu? Veya Aslında… Ne Olacak?

Bazen şöyle düşünmeden edemiyorum: Ya Kanal İstanbul gerçekten yapılırsa? Ya her şey hızla tamamlanırsa ve İstanbul Boğazı gibi ikonik bir su yolu birden terkedilmiş gibi bir hâl alırsa? Şu anda Kanal İstanbul’un tam olarak ne zaman biteceği, kimse tarafından kesin olarak söylenemiyor, bu da aklıma şu soruyu getiriyor: “O kadar büyük bir kanal yapılıyor, ama nereye gidiyor?” Çünkü inşa edilen yapılar bazen çok büyük olabiliyor ama sonra kimse ne yapacağını bilemeyebiliyor.

Bir de şöyle bir şey var, projeyi sosyal medyada takip ederken, herkesin projeye dair sürekli kendine göre yorumlar yapması, ne olacak diye kestiremiyorum. Bir gün diyorum: “İşte bu kanal yapılırsa, İstanbul’un ulaşımı daha rahat olur, biraz havalı olur.” Ama sonra içimdeki kaygılı ses devreye giriyor: “Ya yapılmazsa? Ya bu kanalın sadece plansız bir harcama olduğunu görürsek?” Bu tip endişeler insanı bazen temkinli düşünmeye itiyor.

Kanal İstanbul ve Ben: Efsaneleşmiş Bir “Büyük Hayal” Mi?

Gerçekten de bazen bu projeyi çok fazla düşünüyorum. Kanal İstanbul gibi devasa bir şeyin yapılabilmesi için yalnızca mühendislik değil, aynı zamanda vizyon, strateji ve hatta biraz da şans gerekiyor. Ama ya projeyi büyük bir umutla başlatıp, sonunda çok fazla tartışma ile karşılaşırsak? Yani, bazen projeler “süper” görünür, ancak her şey alt üst olabilir. İçimdeki esprili taraf şöyle diyor: “Hadi bakalım, en azından birkaç yıl daha ‘Kanal İstanbul’ desek, belki bir gün gelir. Ya da birisi kaybolur, kanalda yüzmeye başlar, kim bilir?”

Bir gün arkadaşımın şunu söylediğini duydum: “Kanal İstanbul sadece birkaç inşaatçı için değil, Türkiye’nin kendi kendine verdiği büyük bir hediye olabilir.” Ben de bunu duyunca aklıma şu sorular geldi: “Ama ya bu hediye, bir süre sonra evimize takılacak bir eşya gibi olursa? Sonunda sadece bakıp, ‘Vay be, bu da buradaymış’ diye düşünürsek?”

Sonuç: Kanal İstanbul’a Ne Oldu? Cevabı Kimse Bilmiyor!

Sonuç olarak, Kanal İstanbul’a ne oldu? Henüz bilmiyoruz. Proje halen inşa ediliyor, ama bir yandan da herkesin kafasında “gerçekten olacak mı?” sorusu var. Belki de bir gün gerçekten biter, su yollarını kullanmaya başlarız. Belki de proje, birkaç yıl sonra unutulup bir kenarda kalır.

Yine de şunu biliyorum: İstanbul’daki o devasa kanal fikri, şimdiden kaybolmuş değil. Ama ne olursa olsun, her projenin sonunda olduğu gibi, biraz eğlenmek ve gülmek de gerekiyor. “Kanal İstanbul” dedikçe, her seferinde “Ya olacaksa?” diye düşünüyorum, sonra “Kanal İstanbul ne zaman açılacak?” diye başka bir soru ekliyorum. Bir gün belki Kanal İstanbul hakkında kesin bir şeyler konuşacağız, ama o zamana kadar… sadece bekleyeceğiz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

mecidiyeköy escort
Sitemap
ilbet mobil giriş